Son günlerde Türkiye’nin gündeminde bayram ruhu yerine hüzün ve kaygı hakim. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Özgür Özel, bu durumu dile getirerek, yaklaşan bayramın halk için bir bayram sevinci yerine yalnızca bir formaliteden ibaret olduğunu ifade etti. Özel, Türkiye'nin sahip olduğu ekonomik zorluklar ve sosyal sorunlar ışığında bu bayramın birçok vatandaş için bir anlam taşımadığını vurguladı. "Bu bayram bize bayram gibi gelmedi" diyen Özel, yaşanan sıkıntıları ve toplumun içinde bulunduğu durumu ele alarak, iktidarı eleştirdi.
Özgür Özel'in bayram mesajı, ekonomik sıkıntıların derinleşmesi ve bunun halk üzerindeki etkilerine odaklanıyor. Yükselen enflasyon, artan yaşam maliyetleri ve düşen alım gücü, birçok vatandaşın bayramda yeterli hazırlığı yapmasına engel oluyor. Özellikle dar gelirli ailelerin geçim sıkıntısı, bayram alışverişlerini yapmalarını imkansız hale getiriyor. Özel, bu durumu şu sözlerle özetliyor: "Bir aile düşünün ki, temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Bu aileler için bayramın anlamı nedir?" Kamuoyunda yankı uyandıran bu sorular, devletin ekonomik politikalarını sorgulamaya yönlendiriyor.
Özgür Özel, bayramın sosyal yaşamda da olumsuz etkiler yarattığını belirtti. İktidarın sosyal politikalarının eksikliği ve toplumun huzursuzluğu, bayramların neşesini kaçırmış durumda. Bayram, sevinç ve mutluluğun paylaşıldığı bir zaman olmalı; ancak bugün birçok insan için yalnızca geçici bir tatil. "Bayram, paylaşma ve dayanışma zamanıdır. Ama bu yıl, çoğu insanın ruhu karamsarlık içinde" diyor Özel. Bu durum, toplumda dayanışma ruhunun zayıflamasına da neden oluyor. Birçok insan, bayramda bile komşularına, dostlarına veya akrabalarına yardım edemez hale geldi. Yeterli sosyal destek mekanizmalarının olmaması, toplumsal dayanışmayı zayıflatıyor.
Özel, sadece ekonomik değil, aynı zamanda duygusal bir kriz içinde olduklarına da vurgu yapıyor. İnsanların maddi kaygılarının yanı sıra manevi olarak da büyük bir boşluk hissettiğini belirtiyor. Yalnızlık, kaygı ve geleceğe dair belirsizlik, birçok kişinin bayram sevinçlerini gölgeleyen unsurlar haline geldi. Bu noktada, "Bayram, yalnızca geçmişteki bir kutlama değil, aynı zamanda toplumda birlik duygusunun pekiştirilmesi gereken bir zaman olmalıdır" şeklinde bir çağrıda bulunuyor.
Sonuç olarak, Özgür Özel, bu bayramın önemsizleştiğini ifade ederek, halkın sesine kulak verilmesi gerektiğini savunuyor. "Bizim amacımız, iktidarın gözünden kaçan bu gerçeği dile getirmek. Toplumun sesi olmaya devam edeceğiz" diyor. Gerçekten de bayramlar, sevinçten çok acı hatıralara dönüşmeden önce, toplumsal sorunların çözülmesi için adımlar atılması gereken bir dönem olmalı. Özel’in sözleri, bu yılki bayramda halkın yaşadığı derin huzursuzluk ve kaygıların, gelecekte nasıl aşılacağına dair ciddi bir düşünce ve tartışma başlatması açısından önemli bir uyarı niteliği taşıyor.