İstanbul, tarih boyunca birçok doğal afeti deneyimlemiş bir şehir olarak bilinirken, Silivri’de meydana gelen son depremler, özellikle şehirde yaşayanlar için alarm zilleri çaldırdı. Depremler sonrası kamuoyunu bilgilendiren bilim insanları, İstanbul’un deprem riskini yeniden hatırlattı. Uzmanlar, son depremin ardından özellikle Naci Görür’ün yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. Depremin büyüklüğü ve ardından gelen sarsıntılar, İstanbul’un hangi noktalarının risk altında olduğunu da bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
Silivri açıklarında meydana gelen 4.5 büyüklüğündeki depremin ardından, İstanbul’daki birçok vatandaş derin bir endişe duydu. Naci Görür, deprem sonrası yaptığı açıklamada, “İstanbul’un bu yarı yoğun yapılaşması, yer altı su seviyelerinin artması gibi faktörler, depreme karşı toplumun hazırlığını artırmayı zorunlu kılıyor” dedi. Görür, yıllardır üzerinde durduğu İstanbul’un deprem riski konusunu bir kez daha dile getirerek, “Bilinçlenmeliyiz. Deprem olacağını önceden bilemeyiz ama buna yönelik hazırlık yapabiliriz” şeklinde konuştu.
Silivri’de meydana gelen depremin pek çok kişinin uykularını kaçırdığı ve bazı evlerin hafif hasar gördüğü bildirildi. Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda birçok İstanbullunun sarsıntıyı hissettiği görüldü. Depremin etkisiyle İstanbul’un çeşitli semtlerinde alarm zilleri çalmaya başladı. Özellikle, yapı güvenliğini sorgulayan vatandaşlar, İstanbul'un deprem kuşağında yer aldığını hatırlayarak, konutlarına yönelik taramalar talep ettiler.
Naci Görür, deprem riskini azaltmak amacıyla şehirlerin pre-fabrike, güvenli binalarla yeniden inşa edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. “Binalarımızın sağlamlığından emin olmalıyız. Düşük kaliteli malzemelerle yapılan yapılar, depremin yıkıcı yönlerini daha da artırabilir” diyen Görür, şehirde yaşayanların risk bilincini artırması gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, depremlerin sıklığında bir artış olduğunu da vurguladı ve bu durumun, İstanbul için büyük bir tehlike oluşturduğunu ifade etti.
Silivri’de yaşanan son deprem, sadece şehrin sakinleri için değil aynı zamanda yerel yönetim ve iktidar için de önem taşıyan bir mesaj oldu. Uzmanlar, şehirde dayanıklı yapılaşmanın önemi üzerine daha fazla siyasi irade gösterilmesi gerektiğini savunuyor. Özellikle İstanbul'un neredeyse her semtinde eski binaların olması, gelecekteki büyük depremlerde çok fazla can kaybı ve hasar yaşanabileceği ihtimalini artırıyor.
İstanbul için hazırlıklar şimdiden başlamalı. Toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla yapılacak bilgilendirme toplantılarının yanı sıra, devletin de bu konuda daha aktif rol alması gerekmektedir. Okullarda, iş yerlerinde ve sosyal alanlarda, deprem tatbikatları yapılması, yıkıcı etkilerin azaltılabilmesi için önemli bir adım olarak görülmektedir.
Naci Görür, İstanbul’un geleceği için çağrısını yinelerken, “Bir gün büyük bir sarsıntı bekliyoruz. Bu nedenle toplumsal olarak hazırlıklı olmak zorundayız. Hayat kurtarmanın yolu, eğitim ve bilinçlenmeden geçiyor” dedi. Sonuç olarak, İstanbul’daki tüm paydaşların, depreme karşı birlikte hareket etmeleri gerektiği mesajı verildi. Toplumun, bu konuda daha dikkatli ve hazırlıklı olması, olası bir felaketin etkilerini en aza indirmek için hayati öneme sahiptir.