Son günlerde artan gerginliklerle birlikte, İsrail’in Suriye’deki hava saldırıları, bölgedeki istikrarı tehdit eden bir unsur haline geldi. Uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken bu duruma ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Diplomasi Uzmanı Dr. Keçeli, İsrail’in bu tür saldırılara son vermesi gerektiğini belirtti. Keçeli, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve insan hayatının ön planda tutulması gerektiğini vurguladı.
Bağlantılı ülkelerdeki birçok siyasi analist ve diplomat, İsrail’in Suriye’ye düzenlediği hava saldırılarını eleştiriyor. Keçeli, bu saldırıların sadece Suriyeli sivillerin yaşamını tehlikeye atmakla kalmayıp, bölgedeki genel güvenliği de sarsabileceğini ifade etti. Özellikle son yıllarda yaşanan çatışmalar ile iyice karmaşık hale gelen Suriye iç savaşının mevcut durumu, dış müdahaleleri daha da tehlikeli hale getiriyor. Keçeli, uluslararası normlara aykırı olan bu saldırıların bölgedeki barış sürecini olumsuz etkilediğini belirtti.
Keçeli’nin açıklaması, yalnızca bölge ülkelerini değil, aynı zamanda uluslararası toplumu da kapsayan geniş bir yaklaşımı içeriyor. BM ve diğer uluslararası kuruluşların, bu tür saldırılara karşı daha sert tavır alması gerektiğini dile getiren Keçeli, “Dünya, Suriye’nin yaşadığı insanlık dramına sessiz kalmamalı. Saldırılar durdurulmalı ve barışçıl çözüm yolları arayışları ön plana çıkarılmalıdır,” şeklinde konuştu. Özellikle sivillerin korunması ve yardıma muhtaç insanlara destek olunması gerektiği konusunda ısrarcı olan Keçeli, bu noktada insani yardım çalışmalarının artırılması gerektiğinin altını çizdi.
Sonuç olarak, Suriye’deki hava saldırıları, sadece anlık bir kriz yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda uzun vadeli çözüm arayışlarını da olumsuz etkiliyor. Keçeli, Suriye'nin, uluslararası toplumun dikkatini çeken bir sorun haline geldiğini, bu nedenle tüm dünya ülkelerinin ortak bir strateji geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Barışın ve istikrarın sağlanması, tüm tarafların diyalog kurmasını ve bir araya gelmesini gerektiriyor. Bu bağlamda, Suriye’ye yönelik hava saldırılarının derhal durdurulması ve kalıcı bir barış ortamının sağlanması için çaba gösterilmesi, uluslararası sorumluluklar arasında yer alıyor.
Keçeli’nin bu çıkışı, Suriye’ye müdahalede bulunmanın yarattığı karmaşanın ve insan hakları ihlallerinin ne denli büyük bir problem haline geldiğinin de bir göstergesi. Siyasi dialogların güçlendirilmesi, diplomatik yolların devamlılığını sağlaması adına kritik bir öneme haiz. Uzmanlar, bu sürecin hızlanmasının, insanların yaşadığı buzul koşulların sona ermesine katkıda bulunabileceğini düşünüyor.
Bölgedeki gerginliğin düşürülmesi ve barışmasına yönelik atılacak adımlar, herkes tarafından desteklenmeli. Sadece bir ülkenin pozisyonu ile çözüme ulaşmanın mümkün olmayacağını savunan Keçeli, “Birçok aktörün bir araya gelerek ortak bir vizyon belirlemesi şart” diyerek herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti.
Bütün bu gelişmeler ışığında, Suriye’nin geleceği uluslararası dayanışma ve iş birliği gerektiriyor. Saldırıların durması ve barışın tesis edilmesi için uluslararası kuruluşların üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi, dünya barışına katkı sağlayacaktır. Keçeli’nin çağrıları, sadece bir uzmanın görüşü değil, aynı zamanda insanlık adına atılacak bir adım olarak görülmelidir.