İsrail’in eski Genelkurmay Başkanı, ülkenin tartışmalı Başbakanı Benjamin Netanyahu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. İsrail’in ulusal güvenliğine yönelik artan tehditler ve siyasi istikrarsızlığın giderek derinleştiği bu dönemde, eski askerî lider Netanyahu’nun tutuklanmasının gerektiğini vurguladı. Bu açıklamalar, hem iç siyasette hem de uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı.
Eski Genelkurmay Başkanı, Netanyahu’nun hükümet yaptığı süre boyunca aldığı kararların ulusal güvenliği olumsuz etkilediğini belirtti. Özellikle son dönemde İran’ın nükleer programına dair artan tehditler ve Filistinlilerle olan ilişkilerdeki gerilim, İsrail’in güvenlik uzmanları tarafından yakından izleniyor. “Netanyahu, ulusal güvenlik stratejilerimizi riske atıyor.” diyen eski lider, hükümetin tutumunun sebep olduğu tehlikeleri gözler önüne serdi. Bunun yanı sıra, Netanyahu’nun özellikle iç politikadaki tutumunun, ordunun moralini ve disiplinini bozduğunu ifade etti.
Netanyahu’nun siyasi yönetim anlayışı, onun sık sık "tehditler üzerinden iktidarını sürdürme" biçimiyle eleştiriliyor. Eski Genelkurmay Başkanı, "Bir lider, ulusunu bir araya getirmeli; Netanyahu ise sürekli olarak bölünmelere yol açtı." dedi. Başbakanlık döneminde sürdürdüğü sert politika, hem iç hem de dış muhalefeti artırmış durumdayken, Netanyahu’nun bir an önce hesap vermesi gerektiğinin de altını çizdi. Geçmişteki bazı yolsuzluk iddiaları ve ceza davalarının da, Netanyahu’nun siyasi kariyerine gölge düşürdüğünü söyleyen eski askerî lider, "Siyasi sorumluluk almak, güçlü liderliğin gerekliliklerinden biridir." ifadelerini kullandı.
Bu radikal çıkış, Netanyahu karşıtı bir kampanyanın parçası olarak değerlendirilirken, ülkedeki muhalefet partileri de bu söylemleri daha güçlü bir şekilde dile getirmeye başladı. Kamuoyu yoklamaları, Netanyahu’nun destek oranlarında önemli bir düşüş olduğunu göstermekle birlikte, buna karşılık gerçekleştirilen protesto gösterileri de artış gösteriyor. Şu an için halkın, Netanyahu’nun politikalarına yönelik memnuniyetsizliği oldukça yüksek.
Öte yandan, eski Genelkurmay Başkanı’nın bu tür açıklamaları, askeri ve istihbarat çevrelerinde geniş bir tartışmanın fitilini ateşledi. Bazı uzmanlar, askerlerin siyasetle bu derece alana giriş yapmasının tehlikeli olabileceği uyarısında bulunarak, “Askerlerin politikaya müdahalesi, demokratik yapının zedelenmesine yol açabilir.” görüşünü öne sürdü. Ancak, diğer yandan, halkın yönetime olan güveninin azalması ve artan tehlikeler karşısında askeri liderlerin bu tür ifadeleri kullanmalarının, birleşik bir cevap verme isteği olarak değerlendirilebileceği de ifade ediliyor.
Sonuç olarak, eski Genelkurmay Başkanı’nın Netanyahu’ya yönelik çağrısı, İsrail’deki siyasi iklimin ne denli gergin ve çözüm bekleyen bir durumda olduğuna dair güçlü bir işaret. Ülkenin geleceği açısından kritik kararların alınacağı bu dönemde, Netanyahu’nun siyasetteki geleceği ve ulusal güvenlik politikaları, yakından takip edilecek başlıca konular arasında yer alıyor.